19. yüzyılın ortalarında hareketli fotoğraflarla başladığı varsayılan dijital sanat, teknoloji ilerledikçe içerisine farklı unsurları dahil etmiştir. Multimedya araçları, bilgisayarlar ve benzeri akıllı cihazlar kullanılarak üretilen video, fotoğraf, ışık ve 3D canlandırmalar gibi farklı formları bulunur. Sanatçının yaratıcılığı, bilgi teknolojilerine olan hâkimiyeti ve gelişmişliğe göre sınır çizgisi olmayan bir kavram olarak öne çıkar. Dünya çapında tanınan dijital medya sanatçısı Refik Anadol’un uzay ve makineden ilham alan eserlerini içeren “Makine Hatıraları: Uzay” sergisiyle bu kavramı yakından tanıyabilirsin.
Refik Anadol Kimdir?
İstanbul’da 1985 yılında doğan Anadol, ilgisini teknoloji ve sanat üzerine kaydırarak eğitimini de bu alanda tamamlar. İstanbul Bilgi ve Los Angeles California üniversitelerinde fotoğraf, video ve medya sanatları üzerine eğitim alan sanatçı, doktora derecesindeki akademik başarısını yaratıcılık ile harmanlayarak mimari ve medya sanatlarını bir araya getirir. Medya sanatçısı, yönetmen, tasarımcı ve akademisyen gibi farklı meslekleri icra ederken alanındaki başarısını sergileriyle taçlandırır. Los Angeles’ta yaşayan medya sanatçısı, alanında önemli çalışmalar yapmaya ve algıları değiştirmeye devam etmektedir.
Refik Anadol’un “Makine Hatıraları: Uzay” Sergisi Ne Zaman ve Nerede?
Halka açık olarak tasarlanan ve ücretsiz bir şekilde gezilebilen “Makine Hatıraları: Uzay” sergisi 25 Nisan 2021 tarihine kadar İstanbul Dolapdere’de konumlanan Pilevneli Gallery’de gösterimde olacak. Hafta içi her gün saat 9 ile 17 arasında sergiyi gezebilir, sıra dışı bir deneyim yaşayabilirsin. Pandemiden dolayı farklı tedbirlere göre saatlerde değişiklik olabileceği için gitmeden önce kontrol etmende yarar var.
Refik Anadol’un “Makine Hatıraları: Uzay” Sergisinin Kısa Özeti
Sergi; uzay araştırmaları ile bilinen NASA JPL’nin daveti üzerine uzay, makine, dünya, doğa, rüya ve veri temelli olarak ortak çalışma yapmaya başlayan sanatçının son dönem eserlerini içerir. Kişisel sergide bazen tek bazen odanın her yüzeyine yayılan ekranlarda gösterimi yapılan videolar ve özel olarak üretilen orkestra besteleri yer alır. Veriyi pigment olarak kullanan sanatçının sergisi “Hatıralar” ve “Düşler” olarak iki farklı bölümden oluşur.
NASA’nın ISS, Hubble ve MRO gibi uzay teleskobu ve uydularından alınan 2 milyondan fazla görüntü işlenerek “Hatıralar”a dönüştürülmüştür. Bu görüntüler Dünya, Mars ve Ay gibi gök cisimlerini barındırdığından kolektifin hafızasının verilere dönüşmesi ve yaşam ile de ilişkilendirilir. Bir sanat eserinde şimdiye kadar kullanılan en büyük veri kümesinden üretilen hatıra/anı videoları interaktif olarak seyircinin katılımına izin verecek şekilde tasarlanmıştır.
“Düşler” bölümünde ise üç boyutlu veri heykellerine adım atan seyirci aslında yapay zekânın rüyasına girerek bilincini seyretmeye başlar. “Makine rüya görürse nasıl olur?” sorusundan ilhamla yola çıkan sanatçı, hatıraları kullanarak kendini tekrarlamayan sonsuz bir ilerleme içerisindeki görseli yaratır. Uzay teması ve çok boyutluluk üzerine yoğunlaşan düşlerin özel bir beste eşliğinde 15 dakika boyunca seyircinin zihnine girmesine olanak tanıyan sistem kâinatla iletişimi artırmayı hedefler.
Teknoloji ve sanat sınırlarının netliğini kaybettiği günümüzde Ozan SuperApp‘i indirip deneyimlemeyi unutma!
Ozan Business ve SuperApp özellikleri, işlem limitleri ve kampanyaları, ülkeler arasında farklılık gösterebilir.